Lee, hayatın sıradan akışında kaybolmuş, sevgilisi Peter'la kurduğu ilişkide dahi bir tekdüzeliğin esiri olmuş genç bir kadındır. Cinsel yaşamı da bu monotonluğun acımasız bir yansımasıdır. Ancak hayatının pusulası, prestijli avukat E. Edward Grey'in hukuk bürosunda çalışmaya başlamasıyla bambaşka bir yönü işaret etmeye başlar. Grey, dışarıdan bakıldığında karizmatik ve başarılı bir figür olsa da, derinlerinde karanlık ve sadist eğilimler barındırmaktadır. Kaderin cilvesi midir bilinmez, Lee'nin iç dünyasında da bastırılmış mazoşist arzular yatmaktadır. İkisi bir araya geldiklerinde, yıllardır bilinçaltlarında sakladıkları, birbirlerini tamamlayan bu karanlık yönlerin farkına varırlar. Sanki ruh eşlerini bulmuş gibidirler; ancak bu ruh eşliği, alışılagelmiş romantik bir aşk hikayesinden çok, sınırların zorlandığı, acının ve hazzın iç içe geçtiği tehlikeli bir oyunun başlangıcıdır. Lee ve Grey, birbirlerinin en karanlık fantezilerini keşfederken, kendilerini de yeniden tanımlayacakları bir yolculuğa çıkarlar. Bu yolculuk, onları ya birbirlerine daha da yakınlaştıracak ya da geri dönüşü olmayan bir uçuruma sürükleyecektir.
