Bruce Banner, askeri sırların derinliklerinde filizlenen, insanlığın sınırlarını zorlayan bir projenin kalbinde, deha dolu bir ekiple birlikte çalışmaktadır. Ancak kaderin cilvesi, bu umut vaat eden çalışma sırasında bir felakete dönüşür. Gama ışınlarının ölümcül dansına yakalanan Banner, atomlarına işleyen bu radyasyonla bambaşka bir varlığa evrilir. Artık o, öfke ve stresin tetiklediği, yeşil tenli, devasa bir güce sahip, kontrolsüz bir yıkım makinesi olan Hulk'tur.
Bruce, bu yeni ve korkunç gerçeklikle yaşamaya çalışırken, içindeki canavarı bastırmanın imkansızlığını acı bir şekilde öğrenir. Hulk, Banner'ın en karanlık dürtülerini, bastırılmış öfkesini ve kontrolsüz gücünü temsil eder. Yeşil devin ortaya çıkışı, Banner'ın hayatını alt üst ederken, peşine düşen askeri güçler ve onu bir silah olarak kullanmak isteyenlerin hedefi haline gelmesine neden olur.
Ancak Hulk sadece bir canavar mıdır? Yoksa bu kontrolsüz gücün altında, iyilik için savaşmaya hazır bir kahraman mı yatmaktadır? Yeşil devin yıkıcı gücü, bazen masumları kurtarırken, bazen de büyük bir yıkıma yol açar. Halkın gözünde Hulk, hem bir tehdit hem de bir umut ışığıdır. Bu karmaşık durum, Hulk'u sadece fiziksel bir savaşçı değil, aynı zamanda ahlaki bir ikilemle karşı karşıya bırakır. Yeşil dev, gücünü iyilik için kullanırken, dünyayı kendisinden koruyabilecek midir? Yoksa korkulan ve yanlış anlaşılan bir varlık olarak mı kalacaktır? Bruce Banner'ın içindeki Hulk ile verdiği mücadele, hem kişisel bir trajedi hem de insanlığın potansiyelini ve tehlikelerini gözler önüne seren epik bir destandır.
